Orada olduğunu bilirsiniz, şanslıysanız görürsünüz de… Ama zirvesinde kar ve buzdan oluşan şapkasını dört mevsim hiç çıkarmayan bu masalsı kitle, hep bir pusun içindedir.
📍
Etrafında ona rakip olacak hiçbir doruk olmamasına, muhteşem bir görüş alanına sahip olmasına rağmen Türkiye’nin en yüksek noktası olan 5137 metrelik Atatürk Zirvesi ile Küçük Ağrı Dağı’nın 3896 metrelik İnönü Zirvesi’ni aynı anda görebilmek bir mucizedir.
📍
Assurlular, dağın bulunduğu Urartu ülkesine “Ararat” diyorlardı. Ermeniler ise bu dağa “Masis Dağı” derler. “Ağrı” adı, Yakutça’da “kocaman” ya da “tanrı” anlamına geldiği için Şamanizm devri Türkçesinden geldiği söylenebilir.
📍
Dünyada ondan daha yüksek olan dağlardan daha fazla bilinen Ağrı Dağı, monoteist dinlerden, efsanelere, romanlara kadar hakkında en çok yazılan, en çok merak edilen, en çok konuşulan dağdır. Tırmananlar için bir dağdan daha fazlasıdır.
📍
Marco Polo’nun “Çıkılamaz!” dediği dağa ilk kez 1829 yılında bugün Friedrich Parrot ve ekibinin tırmanmasından beri sayısız tırmanış gerçekleşti. Türk dağcıları ise ilk kez 3 Eylül 1952’de tırmandılar. Yaz tırmanışları nispeten daha kolay, kış tırmanışları ise özellikle buzul yan geçişleri nedeniyle zorlu, zirveye yaklaştıkça son derece dik ve rüzgârlı olmasına rağmen bembeyaz bir boşluğa tırmanıyor izlenimi verdiği için büyüleyicidir.
📍
Ağrı Dağı’nın buzulları 3500 metreden itibaren başlar. Tepe tamamen buzlarla kaplıdır. Takke buzulu kuzeyde 4200 metreye kadar iner. Buzulların kalınlığı yer yer 50 metreyi bulur. Yaşar Kemal’in “Ağrı Dağı Efsanesi”nde birbirine kavuşamayan Gülbahar ile Ahmed’in İshak Paşa Sarayı’nda geçen destansı aşkını anlatırken söz ettiği Küp Gölü burasıdır.
📍
Ağrı Dağı insanın kendi sınırlarını anlamasını sağlar. Tırmanmasanız sadece onu görmeye çalışsanız da…
Comentários