Andre Gide, “Önem bakışında olsun, baktığın şeyde değil.” der.
Baktığınız şey ne kadar değerli olursa olsun, mühim olan sizin bakışınızdır. Eğer, siz değer vermiyorsanız veya o değeri göremiyorsanız, baktığınız şey hiçbir anlam ifade etmiyor demektir.
🔎🔎🔎
İstanbul’un en zengin ve heyecan verici arşivlerinden birinin cami avlu sütunlarının bilezik yazıları olduğunu biliyor musunuz?
🔎🔎🔎
Bilezik yazıları, genellikle o dönemde meydana gelen olaylara şahit olan kişilerin, olayların geleceğe aktarılması için verdikleri gayriresmi bir çaba.
🔎🔎🔎
Bileziklerde normal halk dili ile yazılmış Osmanlıca yazılar bulunuyor. Osmanlıca bilgisi olan kişilerin rahatlıkla okuyabildiği bu yazılarda gündelik halkın gördüğü ve etkilendiği olayların yanı sıra halkı ibadet etmeye davet eden Kuran-ı Kerim’den ayetler de var. Bazı yazılara tarih kitaplarında dahi rastlanamayabilir.
🔎🔎🔎
Saraçhane’de Şehzade Camii’nin kıble kapısının sol tarafındaki bilezikte şunlar okunabiliyor: ‘Azim ateşi göründü hava yüzünde. Kadir gecesi fiyevmi yeksen bin sene1022’ Miladi 1622.
Avludaki sütunların başka birisinde camiinin tamiratı ile ilgili bir not düşülmüş. ‘Altın oluk işlendi sene 1021 ve cami-i şerif meremmat oldu 15 Recep sene 1025’.
🔎🔎🔎
Bu yazıların en eskisi Aksaray’daki Murad Paşa Camii’nde olduğu bilinirken, en yeni yazı da Edirnekapı’daki Mihrimah Sultan Camii’nde bulunuyor. Bu camide Hicri 1173, miladi 1759 tarihli ‘Elli dokuz bölüğün kılıççısı Mehmet Paşa’ başlıklı yazı okunmakta. Bilezik yazılarında ölüm ve evlenme ilanları ile tanınmış kişilerce verilen çeşitli ilanlara da rastlanıyor. Bu yazıların belli bir izin ile yazıldığı tahmin ediliyor. Çünkü herhangibir bir kötüleyici ve aşağılayıcı bir söz bulunmuyor. Bilezik yazılarının matbaanın gelişine kadar bir çeşit duvar gazetesi görevi gördüğü de söylenebilir. Bilezik yazılarının en fazla göründüğü Sultanahmet Camii’ndeki bir yazı bunların graffiti’lerin öncüsü olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. ‘Ah Hüseyin, vah Hüseyin, dilerim Allah’tan bul Hüseyin’.
Comments