Alman Romantik ressam Caspar David Friedrich’in hayata gözlerini yumduğu 7 Mayıs 1840 tarihinde gene Romantik dönemin klasik müzik ustalarından Pyotr İlyiç Çaykovski doğdu. 📍 Romantik sanatçılar insanın kendini yüceltmesi, doğanın bir parçası oluşu ve doğa ve duygularda bulunan ilahiliğin eserlerde işlenmesine ön ayak oldular. Ruhlarının her halini, özellikle geçmişlerini, acılarını tuvale ya da notalara yansıttılar. Gelin bir bakalım: 📍 Caspar David Friedrich, 7 yaşında annesini, 8 yaşında kardeşi Elizabeth’i, 17 yaşında diğer kardeşi Maria’yı tifüsten kaybetti. Bu kayıplar genç Caspar’ı derinden yaralasa da en derin yarasını 13 yaşında aldı. Ağabeyi Johann Christoffer’le buz gölünde kayan Caspar, buzun kırılmasıyla suya düştü. Yardımına koşan ağabey, kardeşinin canını kurtarsa da kendisi buz gölünde boğulmaktan kurtulamadı ve kardeşi Caspar’ın önünde boğularak öldü. 📍 Caspar’ın acıları ölümünden sonra bile bitmez. 1931 yılında Münih’deki Cam Sarayı’nda romantik eserlerden oluşan büyük bir sergi açıldı. Fakat Saray’da çıkan büyük bir yangın sonucu diğer ressamların eserleri ile birlikte Friedrich’in de dokuz eseri yandı. Friedrich’in diğer tabloları ise İkinci Dünya Savaşı sırasında Berlin’de imha edildi. 📍 Çaykovski ise ruhunu ilmek ilmek müziğine işlerdi sanki. Bir notunda “ben tezatlardan oluşan bir insanım ve hiçbir pozitif şeye dayanmadan, huzursuz ruhumu din ya da felsefeyle sakinleştirmeden, çok olgun bir yaşa eriştim. Hiç şüphe yok ki müzik olmasa çıldırmış olmam gerekirdi.” diye yazmasından anlıyoruz ki müzik onun can suyuydu. 📍 Kuğu Gölü, Uyuyan Güzel, Fındıkkıran gibi klasik müzik ile ilgisi olmayanların dahi bildiği eserlere imza atan Çaykovski, nevrotik ve depresif ruh halinin yanı sıra toplum baskısından bunalan gizli bir eşcinseldi. 📍 Şimdi onun muhteşem eserlerini Caspar David’in resimlerine bakarak bir kez daha dinleyin, bakalım her ikisinin ince sızısını hissedebilecek misiniz?
top of page
bottom of page
Hozzászólások