Diyarbakır yangını içimi yaktı bir kere. Ben Diyarbakır’ı önce dedemin subay olduğu yılları anlatan anneannemden sonra da Ahmed Arif’ten öğrendim. Öyle sevdim... Bütün yaşananlardan azade...
📍
“Seni, baharmışın gibi düşünüyorumSeni, Diyarbekir gibi,” dediğinde gözümün önüne gül bahçeleri geliyor. Hevsel’deki kuş seslerini duyuyorum.
📍
Hala Sur sokaklarında dolaşırken yoksulluğu izlerim, onun bunu yoksunluk olarak anlatışı gelir aklıma. Sevdasına sahip çıkışı gelir.
📍
Mardin Kapı burcundan bakarken uzaklardaki On Gözlü Köprü’ye, eski kervanların sesini duyarım. Çayı kardan demlemeyi bilirim de Dicle önümde kıvrım kıvrım akarken üzerindeki buzları hayal edemem bir türlü.
📍
Sevdayı gizli yaşamayı memleketlisi Celal Güzelses’in sesinden sevdiği “Ben seni gizli sevdim, Bilmedim âlem duyar!” gibi türkülerden mi öğrendi, bilinmez. Ama memleketini de sevdasını da yürek dolusu yaşamasaydı bu satırları yazamazdı.
📍
“Bir ben bileceğim oysa
Ne âfat sevdim.
Bir de ağzı var dili yok
Diyarbekir Kalesi… “
📍
Başka da sözüm yoktur…
留言