Adını doğduğu şehirden alan geleneksel sanatımız Edirnekâri, altı asırdır mimari eserlerin iç süslemesinde kullanıldı. Ayrıca ahşap eşyaların ve kitap ciltlerinin yüzeylerini de süsledi. 15’inci yüzyılın ikinci yarısında Edirneli sanatkârların Türk- İslam sanatına hediye ettiği ve zamanla Osmanlı coğrafyasına yayılan Edirnekâri Türk sanatında özel bir yere sahiptir.
🌺
Bu sanatın uygulanabilmesi için özellikle Edirne ve İstanbul'da atölyeler kuruldu. Ama sanatçılar kolektif olarak çalıştıkları için eserlerin çoğunda sanatçı imzası bulunmuyor.
🌺
Edirnekârî bezemeler, ahşap işlerinde oymalarla süslenmiş veya düz bırakılmış zeminler üzerine uygulanıyordu. Geometrik motifler azdı ama özellikle bu tekniğin revaçta olduğu geç devirlerde rûmî gibi klasik motiflerin yanı sıra Avrupa'nın etkisiyle biçimlenen barok ve rokoko üslûplarında lâle, sümbül, karanfil, çiçek buketi ve çeşitli meyve motifleri tercih edildi. Bu arada yer yer gölge veren renklerle çiçeklere boyut da kazandırıldı.
🌺
Süslemede çiçeğin ön plana çıkmasının nedeni Edirnelilerin çiçek sevgisidir aslında. 17. yüzyılda Edirne’ye gelen Evliya Çelebi, Eski Cami içinde cemaat arasına vazo içinde çiçekler yerleştirildiğini ve bunun bir gelenek olduğunu anlatır. 18. yüzyıl başlarında Edirne sarayına konuk olan Lady Montague ise, Edirne’de çiçek yetiştirmenin büyük bir merak olduğuna ve bunların zaman zaman toplanarak evin içinde pencereler arasında bulunan raflar üzerine sepetler içinde konulduğuna değinir.
🌺
Edirnekârî’nin en güzel örneklerinden biri Topkapı Sarayı'nda bulunan III.Ahmet’in Yemiş Odası’dır. Selimiye Camii Müezzin Mahfili de Edirnekârî’nin klasik desenlerle uygulanmış en güzel örneği kabul edilir.
Comments