Bu sabah gözümün önünde Munzur Nehri’ne eğilen Huş ağaçlarıyla uyandım. Hasret başladı mı dindiremiyor insan. Oysa daha üç ay önce Munzur Nehri’nin suladığı topraklardaydım.
📍
Orta Asya’da yaşarken Türklerde yaşamdan ölüme ağaç kutsaldı. Ağaç ve orman kültü Anadolu’ya da taşındı ama hala her yerde kutsal mı çok emin değilim doğrusu.
📍
Orta Asya’da Huş denince akla büyük ağaçlar gelir. Türk kültürünün ve mitolojisinin en önemli ağacıdır. Huş ağacı Tanrı’nın kutlu ağacıdır. Huş (Ak ağaç), iyi ve koruyucu ruhların yeryüzüne inme yoludur.
📍
Huş ağaçları bulundukları yerlerde insanların içine ferahlık-içtenlik doldurur, rahatlatır, sevindirir, iyileştirir, iyiliğe yönlendirir. Huş ağaçları yanında yapılan dualar Tanrı’ya ulaşır ve kabul olur. Evin direği, huş ağacından yapılır.
📍
Huş; gençliğin, mutluluğun, özgürlüğün, barışın, dostluğun, vatanın ve dişiliğin sembolüdür. Türk’ün anlayışına göre, Huş’a (kayın=kadın) kadınların, anaların ana kutları sinmiştir. Onun için de Huş gereksiz yere kesilmez.
📍
Yaydığı güzel esansla bilinen Huş ağacı , Tunceli’de doğal olarak yetişir. Doğayı kutsal sayan inancın merkezinde…
📍
Huş, Munzur Nehri’nin aktığı yerlerde suya doğru eğilir, iki kutsiyet birleşir. Size sadece doğaya şükretmek kalır.
Comentários