Bazı antik yazarlara göre, Roma’yı Aeneas kurmuştur. Aeneas, Troia hanedan mensubu Ankhises ile aşk ve bereket tanrıçası Afrodit’in oğludur. Troia şehrinin istilasından babasını sırtına alarak (Foto 2), Prens Hector’un emanet verdiği ve sahibinin bir gün büyük bir uygarlık kuracağı kehanetiyle bilinen kılıçla kaçabilmiştir. Rivayetlere göre o, uzun ve zorlu bir deniz yolculuğundan sonra İtalya’da Laetium denilen bölgeye varır ve burada bir şehir kurmaya karar verir.
🏛
Ancak bizzat Romalılar tarafından daha fazla tutulan hikâye farklıdır. Buna göre Roma’yı kuran Aeneas değildir. Anlatıya göre Arneas, Laetium’daki yerli halk ile kaynaşıp Lavinia diye bir kadınla evlenmiş ve iki oğlu olmuştur. İulius adlı oğlu Albalonga şehrini kurar ki İulius Caesar kendi soy seceresini buraya dayandırır. Silvius adlı oğlunun soyundan ise Numitor ve Amulius adlı iki kardeş krallık için savaşırlar ve Alba kralı olan Numitor, kardeşi Amulius tarafından tahttan indirilir. Amulius, Numitor’un oğullarını da öldürüp kızı Rhea Silva’yı Vesta rahibesi olmaya zorlar. Vesta tanrıçası ev ve ocağın bereket ve koruma tanrıçasıydı, sonraları Roma devleti onun adına Vestalia denilen Bayram günleri adadı. Ona hizmet eden rahibelerin ömür boyu bakire kalmaları gerekirdi. Fakat savaş tanrısı Mars, Rhea Silva’yı tapınaktan indirip ona tecavüz etti. Rhea bu birliktelikten ikiz çocukları Romulus ve Remus’u doğurdu ve onları bir sepetin içinde Tiber nehrine bıraktı. Kıyıya vuran sepeti bir dişi kurt (lupa capitolina) buldu ve onları emzirdi (Foto 1). Faustilus denilen bir çoban ikizleri buldu ve onları yanına alıp büyüttü. İkiz kardeşler büyüdükten sonra dedeleri Numitor tarafından tanındılar ve tahtı geri almasına yardım ettiler. Bunun üzerine Numitor onlara istedikleri yerde şehir kurmalarına izin verdi.
🏛
Romulus Palatium tepesini seçerken kardeşi Remus Aventinus tepesini seçti, tanrıların hangi seçimi kutsadıklarını anlayabilmek için kuşların uçuşunu seyrettiler. Romulus 12 akbaba, Remus ise 6 akbaba görmüştü ve böylelikle kent Palatium’da kurulacaktı ve bu onur Romulus aitti. Romulus bunun üzerine hemen işe koyuldu ve Palatium’un çevresine sabanla şehrinin projesini çizmeye başladı: surları, hendeği ve kapıları çizdi. Remus alaycı biçimde surların üstünden atlayınca, Romulus sinirlenip kardeşinin üzerine atladı ve onu öldürdü, zira bir şehrin surları kutsaldı. Romulus kardeşini katlederken şöyle haykırdı: ’’gelecekte benim surlarımı aşacak herkes işte böyle ölsün!’’
🏛
İşte o gün, bugündür. Roma’nın kuruluşu ve Romulus’un kardeşini öldürdüğü gün. Bu destan en azından şehrin kuruluş tarihi (MÖ 753) ve yeri açısından arkeolojik bilgilerle örtüşmektedir. Ancak mitsel olduğu da açıktır. Şehrin kurucusu Romulus’un şeceresi üç tanrıya dayanır: Afrodit, Aeneas (bir savaş sonrası tanrıların evi Olimpos’a alındı ve tanrı ilan edildi) ve Mars.
🏛
Romulus’un kurduğu kent Latium’un sürgünleri ve bölgenin çobanları tarafından iskân edilmişti. Halkının çoğalması için Romulus bir şenlik sırasında adamlarının Sabinli kadınları kaçırmalarına göz yumdu. Sabinler önce intikam almak isteseler de kadınlar aileleriyle adamların arasını buldular ve birçok Sabinli kente yerleşmiş oldu. Romulus siyasi yapıyı ortaya koydu, senato ve halk meclisini de kurdu. Sonra şiddetli bir fırtına içinde kayboldu ve halk onu (Aeneas’ın hikâyesine benzer şekilde) tanrı ilan etti.
Comentários