Bugünlerde herkes bu zor günlerde ihtiyaç sahiplerin kapatılan veresiye hesaplarından söz ediyor. Ben de özümüze geri dönüyoruz diye seviniyorum.
📍
“Bir elin verdiğini diğer el görmesin” hadisine dayanan en güzel yardımlaşma şekli olan sadaka taşlarının kökeni Selçuklulara kadar uzanır. Ancak Osmanlı döneminde çok yaygınlaşmıştır. İstanbul’da bir dönem 150’nin üzerinde sadaka taşı olduğu tahmin ediliyor.
📍
Sadaka taşları genellikle 2 metre boyunda, silindir şeklinde olurdu. Şehir ve kasabalarda cami, çeşme yanı, hastane gibi işlek yerlerde olabildiği gibi sadakayı alanın da verenin de kimsenin göremeyeceği tenha yerlere de konulmuştur. Özellikle cellat mezarlıklarında da ailenin zor durumda kalmaması için sadaka taşı konulduğu biliniyor. 📍
Taşa giyecek ve yiyeceğin yanı sıra para da bırakıldığı biliniyor. Tabii uçmasın diye bozuk para 😊 İhtiyacı olanın ihtiyacı kadarını aldığını da özellikle belirtmek isterim.
📍
Giderek yok olan örneklerden bazısını fotoğraflarda görebilirsiniz.
📍
1. İstanbul Üsküdar Doğancılar İmrahor Camisi'nin ön tarafında bulunan sadaka taşı.
2. İstanbul Süleymaniye avlu duvarında, Mimar Sinan Türbesi’ne bakan çeşmenin(!) sol tarafında yer alan niş şeklindeki sadaka taşı. “Hayrat Deliği’’
3. İstanbul Haseki Caddesi’nde yere gömülü sadaka taşı
4. İstanbul Karacaahmet Mezarlığı’nda sadaka taşı
5. Sivas Kale Camii’ndeki sadaka taşı
Comments