Yıl: 1719… Yer: Okmeydanı merkez, Sadabad dahil Haliç’in tüm kıyıları… Olay: Sultan III. Ahmed’in şehzadelerinin sünnet düğünü.
📍
15 gün 15 gece süren eğlencede 5 bin fakir çocuk sünnet edilmiş hiçbir masraftan kaçınılmamış. Haliç kıyıları insanla, suları kayıkla dolu. Birden suların içinden bir timsah daha doğrusu timsah görünümlü bir alet/taşıt çıktı. Şöyle bir dolandı, Aynalıkavak Kasrı’ndaki sultanı selamladı ve gene daldı. Bir saat sonra tekrar göründü, ağzından çıkan rakkaslar bir süre üzerinde dans etti, tekrar daldı. Yeniden çıktığında kıyıya yanaşıp demir attı, içinden çıkan askerler ellerindeki tablaların üzerinde bulunan pilav ve zerdeleri halka ikram ettiler.
📍
Eski mimarbaşı İbrahim Efendi’nin tasarladığı ve Taht-el Bahir adı verilen bu ilginç dev timsah görünümlü denizaltı batı tarihine geçen ilk denizaltıdan yaklaşık 160 yıl kadar önce Haliç’te yüzmüştür. Bunları nereden mi öğreniyoruz? Seyyid Vehbî’nin bu sünnet düğününü kaleme aldığı ve Levni’nin muhteşem minyatürlerinin süslediği “Sûr-nâme’-i Hümâyûn” isimli kitaptan.
📍
Varsın Batı tarihi dünyanın ilk denizaltısının mühendis Thorsten Nordenfeldt tarafından tasarlanarak 1879-1883 yıllarında üretildiğini yazsın.
📍
Çalışma şekli: Ağız kısımlarından birleştirilmiş kayıklardan oluşan denizaltı, su geçirmemesi için katranla kaplanmıştı. Batıp tekrar su yüzüne çıkmasını sağlayan sistemse, halatlarla tekneye bağlanan ağırlıkların bırakılıp tekrar toplanmasıyla sağlanıyordu. Teknenin dış tarafında ise, yelpazeye benzer uçlar su altında içeridekilerin hava almasını sağlamak amacıyla bir havalandırma sistemini oluşturuyordu. Mimar İbrahim Efendi bu sistemin gövdede çirkin görünmesini önlemek için dışarıdaki uçların gövdeye konan kuş görünümünü almasını sağlamıştı.
Comments