google-site-verification=PbL_5t5j-grNUlEnxPDPRb9h69cnQI7ks2lm5P-n88U
top of page

İznik'te Mevsimlerden Kiraz

Yaşadığımız topraklarda ne kadar çok başkent olduğunu biliyor musunuz? Mesleğim olmasına rağmen, sayarken hep karıştırır, yarısından çoğunu da ilk seferde hatırlayamam bile... Çoğunu gidip görsek bile başkent olduğunu bilmeyiz.

İznik de bir başkenttir örneğin... Daha önceyi bir kenara bırakıp Selçuklulardan başlarsak; önce Kutalmışoğlu Süleyman Şah, 1075 tarihinde Nicaea'yı aldı ve 1080 yılında Selçuklu devletinin başkenti yaptı.1204 yılında 4. Haçlı Seferi sırasında Haçlılar Kudüs'e ilerlemeyip İstanbul'da kalmaya karar verince Bizans İmparatoru Theodoros Lascaris, İznik'e yerleşti ve burada imparatorluğunu ilan etti. İznik, böylece 57 yıl boyunca başkenti Latin İşgali altında olan Bizans İmparatorluğu'nun yönetim merkezi oldu. Başkent İznik'te Theodoros Lascaris'den sonra dört imparator tahta çıktı. Sonuncusu olan 8. Michael, 1261 yılında İstanbul'u yeniden ele geçirerek Latin İmparatorluğu'na son verdi.

İşin siyasi tarafını bırakıp dini kısmına bakarsak; İznik Hıristiyanlar için dini açıdan çok önemlidir. Bugün de kabul gören Hıristiyanlık kanunları ilk İznik Konsil'inde kararlaştırılmıştır.

Bir de en bildiğimiz kısma bakalım, yani İznik deyince aklımıza ilk gelen konuya, çiniye... 14-16. yüzyıllarda İznik bir sanat merkeziydi. Ateş çiçekleri İznik'te hayat buldu. Allah'ın simgesi karanfiller, "Elif" harfine benzeyen laleler, sümbüller, nergisler, hançer yaprakları iktidar simgesi çintemanilerle birleşti burada. Buradan imparatorluğun dört bir yanına yayıldı, sultanların eserlerini süsledi. Hayat ağaçları yükselirdi levhalarda, neredeyse taaa arşa kadar... Hele kısacık bir dönem vardı ki kırmızı hiç o kadar kırmızı olmamıştı, mavi hiç o kadar mavi... Çinilerin üzerindeki sır, hiç o kadar berrak olmamıştı üstelik... Ben anlatamam, çinilerin büyüsünü anlatmak için kelimelerim aciz kalır...

Belki 30 yıldır gider gelirim gene de her gittiğimde beni heyecanlandırır, Ayasofya'da taç giyen imparatorları görürüm, Yeşil Cami'nin minaresini dakikalarca seyrederim, şehrin surlarını, kapılarını ne değişiklik olmuş diye kontrol ederim, çinilere hayat veren elleri izlerim, göl kenarında günbatımını seyrederken aklıma mukayet olmaya çalışırım…

Nisan’da İznik’te kiraz çiçekleri açar, Mayıs’ta ağaçlar kiraza durur, Haziran’da o doyumsuz kirazlar sepetlere dolar… Kısacası, şimdi İznik’te mevsimlerden kirazdır, gitmek gerekir…

Ayşe Didem Bayvas

bottom of page