Antakya, Ata Koleji

Kuzey Suriye Mebusu Bereketzade Rıfat Ağa’nın İstanbul’daki saraylar ve büyük konakların minyatür bir şekli olarak 1900 yılında yaptırmaya başladığı bina 1908 yılında kullanıma hazır hale gelmişti ancak o yıl kolera hastalığından vefat ettiği için ona bu konakta yaşamak nasip olmamıştır. 📍 Hatta bununla ilgili bir türkü olduğu söylenir: “Bir konak yaptırdım bir uçtan bir uca,İçinde yatmadım üç gün üç gece.” 📍 1900’lerde, Antakya da dış cephesi taş işçiliği ile yapılan çok katlı bütün mimari yapılar, Akdeniz mimari özelliği taşır. Binanın taşları ve ustaları Halep'ten getirilmiştir. 📍 Üç katlı binadaki en belirgin uygulama, dışarıya taşkın balkonlardır. Pencereler geniş ve bulunduğu duvarın oranına göre altın orana sahiptir. Binaya giriş üç kapı ile sağlanır. Solda olan muhtemelen binanın ana giriş kısmından giriş yetkisi olmayan konuklar veya personele aittir. Sağdaki kapı, konağın gereksinmeleri olan malzemelerin giriş yeridir. Orta ana kapıdan sadece, binanın sakinleri ve onların birinci dereceden olan akraba ve konukları veya siyasi ve yönetsel işlerde en yüksek düzeyde hizmet eden görevliler girebilir. Çünkü konak, resmi yönetsel görüşmelerin yapıldığı mekan olarak da yapılmıştır. 📍 Bahçeden binanın ana kapısına antik Yunan tapınaklarındaki gibi sekiz basamakla çıkılır. Girişte bilgeliği simgeleyen iki sütun ve bu sütunların arasına evreni simgeleyen yarım elips şeklinde bir taçlandırma vardır. 📍 Bina, 1920 yılında İskenderun Sancağı Maliyesi tarafından mirasçılarından satın alınarak TURİZM OTELİ haline getirilmiştir. 1939 yılında Hatay Anavatan’a kavuşunca, bu bina aynı ad ile Antakya Belediyesi’ne devredilmiş ve uzun süre otel ve lokanta olarak işletilmiştir. 1957 yılında geçirdiği yangından sonra 1961 yılında Hatay Valiliği tarafından KIZ ÖĞRETMEN OKULU’na tahsis edilmiş, okul yeni binasına taşınınca da 1965’te A.Samet Kuşçu tarafından Antakya Belediyesi’nden kiralanmıştır. 📍 Günümüze kadar devam eden Antakya Ata Koleji de gidenler arasında.