Dün Nazım Hikmet’in ölüm yıldönümü için bir arkadaşım yaptığı paylaşımda “Sahi ya doğmasaydın?” yazınca aklıma geldi Celile Hikmet’i yazmak...
🌺
Anne tarafından yarı Alman ve Paşa torunu, babası eğitimci bir Paşa, resim hocası Zonaro, eşi şair Nazım Paşa’nın oğlu Hikmet Bey, büyük aşkı Yahya Kemal... Celile Hanım, bu kadar sınırlı anlatılacak bir kadın değil oysa.
🌺
İlk kadın ressamlarımızdan biridir. Döneminin diğer kadın ressamları gibi portre çalışır önce. Eserlerinde nü kadın teması üzerinde yoğunlaştığı görülür. Özellikle yaptığı hamam resimlerine çok sayıda talep gelir. Ancak, hamam resimlerini verirken bir koşul öne sürer Celile Hanım: “Bunu yatak odasına değil salona asın lütfen”. Dönemi için aykırı bir kimliktedir.
🌺
Çok güzeldir, cesareti, özgüveni ve özgürlüğüne düşkünlüğüyle de dönemi için aykırıdır. 🌺
Oğlu Nazım’ın hapis cezasına çarptırılması nedeniyle Galata Köprüsü üzerinde oğlunun serbest bırakılması için tüm İstanbul’da ses getiren pankartlı eylem yapar:
“Haksız yere mahkum edilen oğlum açlık grevindedir. Ben de ölmek istiyorum. Gece gündüz oruçluyum. Bizi kurtarmak isteyenler bu deftere adreslerini yazarak imzalasınlar.”
🌺
Cumhurbaşkanı Atatürk‘e oğlu için adalet isteyen mektuplar yazar. Hiç vazgeçmez.
🌺
Son yıllarında bozulan gözlerine inat üç gözlüğü üst üste takıp resim yapan bir ressamdır. Oğlu için açlık grevi yapan, sevdiği adamın gidişinin arkasından dik durabilen, uğruna Türk edebiyatının en güzel şiirlerinden bazısı yazılan yürekli bir kadındır. Nazım’ı Nazım yapan temel taşlarındandır.
Comments