Kapalıçarşı’nın inşası hakkında farklı rivayetler olmakla birlikte genel kabul, çarşının Fatih Sultan Mehmed tarafından Ayasofya’ya gelir getirmesi amacıyla yaptırıldığı yönündedir. Bu arada çarşı derken bugünkü pek çok iş hanı ile birleşen, farklı kollardan
çok büyük bir alana yayılan günümüzün dev yapı kompleksi gelmesin aklımıza. Cevahir Bedesteni ile Sandal Bedesteni adını taşıyan iki yapı Kapalıçarşı’nın temelini oluşturur. Zamanla bu bedestenlerin çevresine inşa edilen dükkânlar ve iş hanlarının bazıları da üzerleri kapatılarak çarşıya eklenmiştir. Çarşının Kapalıçarşı adını ise 18. yüzyıldan itibaren aldığı tahmin ediliyor.
📍
Bezzaz arapça bir sözcük. Bez, kumaş taciri, manifaturacı anlamına geliyor. Kumaş tacirlerinin topluca bulundukları satış yerine ise Bezzazistan deniyor. Halk dilinde Bezzazistan Bedesten'e dönüşmüştür. Çarşının iki temel taşını oluşturan bedestenlerden “Bedesten-i Âtik” de denilen Cevahir Bedesteni; adından da anlaşılacağı üzere eski devirlerde daha çok mücevheratçıların yoğunlaştığı bir ticaret alanıydı. Günümüzde ise antikacılar, boncukçular, lületaşı satıcıları, kuyumcular, gümüşçüler, bakırcı ve saatçileri barındırıyor.
📍
Eskiden bu bedesten aynı zamanda kiralık kasa işlevi de görürdü. Burada bulunan ve “dolap” adı verilen yerden biraz yüksekçe küçük muhafaza hücrelerinde sandıklar içinde bazı insanlar takı, mücevher ve altınlarını saklarlardı. Dolabına bir şey koyacak olan şahıs buranın emniyetinden sorumlu olan Bölükbaşı nezaretinde dolabına gider, dolabın içindeki sandığın mührünü eli ile açar işini gördükten sonra da yine Bölükbaşı’nın nezaretinde sandığını mühürleyerek dolabına yerleştirirdi. Bu aynı zamanda çarşıdaki emniyete duyulan güvenin de bir göstergesi idi.
📍
Yalnız bu emniyet 1750 yılında çıkan Mercan yangınında ciddi bir sarsıntıya uğrayacaktır. Yangın sırasında çarşı büyük zarar görmüş ve fırsattan istifade eden yeniçeriler de çarşıyı yağmalamaktan geri kalmamışlardır. Günümüzde ise bu dolaplar yıkılarak küçük, camekânlı dükkânlar haline getirilmiştir.
Comments