Empresyonizm’in önemli isimlerinden Edgar Degas dendiğinde hep balerin resimleri akla gelir. Oysa o, günlük hayatı titizlikle inceleyen çok sayıda konuyu işledi. Bunların birer fotoğraf gerçekçiliğinde olduğunu söylemek yanlış olmaz.
🎨
1880’lerin sonunda Degas fotoğrafa da ilgi duymaya başladı. 1896’da taşınabilir bir Kodak makine satın aldı. Birçok arkadaşının fotoğraflarını çekti. Bunlar arasında Renoir ve Mallarmé de vardı (1. Görsel). Bu fotoğraf, Degas’nın en ilginç çalışmalarından biridir. Çünkü iki arkadaşın önünde poz verdiği ayna, çevresel ışığın müdahalesi olmadan, vizörü açık bir biçimde görmeye yarayacak siyah bezin altındaki kafasıyla fotoğrafçının kendisini de yansıtıyor. Buna ek olarak Degas yapay ışık yaratan flaş pudrası kullanıyordu. Bu hem imgenin sert karşıtlığını hem de aynadaki ışık patlamasını açıklıyor.
🎨
Degas’nın sanatçı olarak özbilinçli oluşu, deneyselciliği ve aynalara olan düşkünlüğü göz önünde tutulursa, kurgusunun üzerinde kesinlikle düşünülmüş ve hepsi tarafından keyfine varılmıştı. Doğrusu belki de bu araç bir taraftan kendini gizleme ile sonuçlanırken diğer taraftan da resimdeki varlığıyla zevkli bir ironiydi.
🎨
Ayrıca dansçıların ve çıplakların da bol miktarda fotoğrafını çekerek bunları resimlerinde ve çizimlerinde kullandı. “Banyodan Sonra Kurulanan Kadın” (2. Görsel) sanatçı tarafından tamamlanmamış bir eser olarak görülürdü. Görünüşe göre resim kahverengimsi-kırmızı taslak halinde boyanmış ve kuruması için kenara bırakılmıştır. Ama Degas bu resmi bir daha eline almamıştır. Mankenin duruş şekli sıradan günlük duş alma ve kurulanma şeklinden çok uzaktır. Bunun yerine eğilmiş haldeki bir gövde pozuyla karşılaşıyoruz. Degas’nın amacı hem fotoğrafçılık yöntemiyle sırtın şeklini ve kas yapısını gözlemlemek hem de aynı fotoğrafı yağlı boyayla çizmektir. O fotoğraf Degas’nın en çarpıcı fotoğraflarından biridir (3. Görsel)
🎨
Bugün ölüm yıldönümü, dünyamıza kattığın incelikler için teşekkürler 🙏
Comments