İstanbul kara surları, tüm Ortaçağ içinde en önemli ve en büyük savunma sistemi idi. Bugün de bütün Avrupa’nın en görkemli geç antik çağ sur duvarlarıdır. Hem savunma sistemi hem de estetik açıdan benzersizdir.
🗡
İstanbul’un bugün gördüğümüz surları ise 413-447 yılları arasında kenti savunma amacıyla Doğu Roma (Bizans) İmparatoru II. Theodosius tarafından yaptırılmıştır. Dönem dönem yapılan eklentilerle oluşan surlar şehri her akından koruyacak güçteydi. Bizanslılar Haliç’in ağzını ayrıca bir zincirle kapatıyor, gemilerin oradan içeri girmesini önlüyorlardı. Marmara tarafında da surla deniz arasında özellikle dar bir kıyı şeridi bırakıldığı için, gemiyle yaklaşmak, asker çıkarmak, merdiven dikmek hiç kolay değildi. Bu nedenle Marmara ve Haliç surları tek duvardan oluşur. Oysa kara tarafı surları hendek, dış sur ve iç sur olmak üzere üç bölümdür.
🗡
İstanbul surları 1453’e kadar İstanbul, on yedi defa Yunanlılar, Romalılar ve Latinler, yedi defa Araplar, beş defa Türkler olmak üzere yirmi sekiz defa kuşatıldıysa sadece iki kez aşılabildi: 1204 yılında Latin İşgali ve 1453.
🗡
5 Nisan 1453 günü padişah, Konstantinus’a elçi göndererek kayıtsız şartsız teslim olmasını ister, reddedilir. Konstantinus şehri ve devleti için savaşmayı seçmiştir. Artık gerek asker gerekse teçhizat bakımından iki eşitsiz güç karşı karşıyadır. Osmanlı’nın temel gücü toplardır, Bizans’ın kozu ise mükemmel surları. 6 Nisan günü şafak vaktinden itibaren surlar, Macar top ustası Urban tarafından dökülen ve “Şahi” adı verilen topla dövülmeye başlar. Bizans, bir yandan Grejuva Ateşi (Rum Ateşi) ile karşılık verir, bir yandan da yıkılan bölümleri onarmaya girişir. Osmanlıların saldırı tekniklerinde atılımlar yaptığı, Bizans’ın da etkisizleştirme konusunda başarılı adımlar attığı haftalar geçer. Osmanlılar açıkta olmaları nedeniyle ağır kayıplar verirler. Karada savaş sürerken denizde de donanmalar arası çarpışmalar sürer. Toplar, surları parçalara ayırırken sur içindeki halk onarıma devam eder. Öte yandan kuşatmanın tıkanıklığı Osmanlıların surlardan şehre giden tünelleri kazmasıyla aşılmaya çalışılır. Bizanslılar ise karşı taraftan açtıkları tünellerde yaktıkları ateşle gelenleri boğar. Bir süre sonra şehrin alttan ele geçirilmeyeceği anlaşılmıştır.
🗡
Geceleri iki ayrı din ve iki ayrı aracıyla aynı Tanrıya dua edenlerin sesleri birbirine karışır. Osmanlı tarafında yeniçerilerin haykırışları sur içinde ilahi seslerine karışır. Halk, ellerindeki Hz. Meryem, Hz. İsa ve çeşitli azizlerin ikonalarını surlarda açılan bölümlere koyarak şehri korumaları için yalvarmaktadır. Ancak hiçbir şekilde teslim olmazlar.
🗡
Osmanlı ordusunun son saldırısı son derece hassas stratejik, riskli ve cesur kararlar gerektiren bir saldırıydı. Şehir çoluk çocuktan imparatora kadar topyekun savunuluyordu. Çarpışmanın Bizans tarafındaki efsanevi komutanı Justiniani yaralı olarak askerleri tarafından bir gemiye götürülünce Bizans savunması sahipsiz kalmıştı. İmparatorun ise göğüs göğüse çarpışmalardan birinde hayatını kaybettiği sanılıyor. Daha sonra sur kapılarına yakın bir yerde erguvan renkli çizmelerinden teşhis edilir.
Konstantinopolis’in çöküşü sadece müthiş bir askeri dehanın stratejisi ve ordunun gücü ile değil aynı zamanda bu cansiperane savunma ile de anılmalıdır.
#istanbulunfethi #29mayıs1453 #bizansimparatorluğu #aysebayvasileonlineatölye #aysebayvasileonlinedersler
Comments