Hani yaşadığı dönemde de sonra da çok tutkunu olmayan ama meraklısının yere göğe koyamadığı sanatçılar vardır ya, Gustave Caillebote onlardandır ve ben onu yere göğe koyamam gerçekten de.
🎨
Ailesi varlıklıydı. Önce hukuk eğitimi aldı, daha sonra ressamlığa yöneldi. Kendi dönemindeki İzlenimciler tarafından fazla beğenilmedi ve sıklıkla eleştirildi. Oysa o, pek çok Empresyonist ressamın eserini satın aldı ve onları destekledi. Bu yönüyle önemli bir koleksiyoner olarak tarihe geçti. 45 yaşında akciğer rahatsızlığı nedeniyle hayata veda ettiğinde, geride büyük bir koleksiyon bıraktı. Onun tablolarını beğenip teşvik edenler ise Degas ve Renoir’dı.
🎨
Caillebotte, 19. yüzyıl Paris’inin merkezde olduğu tablolarını, burjuvaya ait izlenimler, şehir hayatı, günlük yaşam ve modernliğe adım atan kentin buluşturduğu zıtlıklara karşı incelikli bakışı ile işledi. Kağıt oynayan, kitap okuyan ve piyano çalan burjuvaziyi resmettiği kadar işçilere, boyacılara, satıcılara da yer vermesi, onu diğer İzlenimcilerden farklı kılar.
🎨
Ben onun resimlerinde bazen yalnızlığına çare olup sarılmak istediğim figürler bulurum. Kafede aynada görülen en arkadaki adamı düşünürüm en çok. Bir de göle düşen damla olurum bazen.
🎨
Caillebotte, 1848 yılında bugün doğmuştu. Doğum günün kutlu olsun, ben seni her anlattığımda daha çok seviyorum.
Comments