UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki yerini antik dönem boyunca hem bulunduğu bölgenin hem de komşu bölgelerin kentleri üzerindeki dikkate değer etkileri ile alan Ksanthos, bu açıdan eşsiz antik kentlerimizden biri.
🏛🏛🏛
Kentin adının doğru kullanımı Ksanthos. Eski Yunanca Ksanthos (anlamı “sarı”) olan kentin adı Lykia dilindeki yazıtlarda Arnna olarak geçmektedir. İlkbaharda sert yağmurlarda Eşen Çayı’nın rengi sarıya dönüyor. Büyük ihtimalle bu nedenle bu adı koymuşlar. Kentin adı da buradan gelmiş.
🏛🏛🏛
c’taki en dikkat çekici eser Helenistik Dönem’de ilk kez inşa edilmiş olması gereken, ancak Roma Dönemi’nde yeniden elden geçilmiş olan, diğer kalıntılara bakarak daha sağlam biçimde günümüze ulaşmış olan tiyatrodur. Akropolis’in dışında, kuzeyde yer alan tiyatronun bugünkü hali MS 2. yüzyıla ait.
🏛🏛🏛
Kuzeyinde ise MÖ 4. yüzyıla, tarihlenen Lykia Mezar Anıtı bulunur. Üzerine sivri kemerli bir lahit yerleştirilen kaidenin içindeki MÖ 540-530’lara tarihlenen “Güreşenler” kabartması İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.
🏛🏛🏛
Bu anıtın hemen kuzeyindeki Harpyler Anıtı, Pers sanatının etkilerini yansıtır. Anıtın mezar odası olan gövdesi, çocuklarının ve ailesinin diğer üyelerinin kurbanlarını kabul eden hükümdar ve eşini betimleyen mermer kabartmalarla süslüydü. British Museum’a götürülen özgün parçaların yerine 1957 yılında alçı mulajları yapılmıştır. Ayrıca, ölülerin ruhlarını simgeleyen kadın figürlerini taşıyan sirenler de tasvir edilmiştir. Kabartmaların üslubuna göre, Mezar Anıtı MÖ 480-470’lere yerleştirilmektedir.