Piero Fornasetti’yi tanır mısınız? Ya da Lina Cavalieri’yi? Ben anlatınca hemen hatırlayacaksınız. Başlıyorum:
📍
Piero (1913-1988), 20. yüzyılın en üretken sanatçılarından ressam, heykeltraş, iç mimar ve koleksiyonerlerinden biri. 13 binin üzerinde farklı tasarımda eser/ürün ortaya çıkardı; İtalya’dan dünyaya yayılan büyük bir ün ve marka bıraktı. Bir araya geldiklerinde bir erkek ile kadının heykeli andıran mükemmel vücutlarını sunan ‘Adem ile Havva’ tabakları da ünlü, onun elinden çıkan üzeri minyatür birer resim olan dolaplar da… Yunan ve Roma dönemine göndermeler yapan resimleri, astroloji sembolleri, kelebekler, eller, Güneş, portreler, balıklar, oyun kartları, neoklasik detaylar en çok kullandığı motiflerdi.
📍
Lina ise 1874-1944 arasında yaşamış, sesi, yüzü ve vücut ölçüleriyle yaşadığı dönemde ilgi görmüş, ünü İtalya’dan taşmış bir opera sanatçısı. Döneminin en çok fotoğraflanan kadın sanatçısıydı. Güzelliği ile sadece evlendiği adamları değil, kadın erkek hemen herkesi etkiliyordu. Ona operalar, şiir ve kitaplar adandı. Sonradan hakkında çekilen filmlerden birine isim de olan ‘Dünyanın en güzel kadını’ en ünlü sıfatıydı; ‘Venüs’ün yeryüzündeki yansıması’ ikincisi. Sadece iri gözleri, minik ağzı, etkileyici cildi ve saçlarıyla değil, tarzı ve ‘kum saati’ tabir edilen incecik belli vücut modeliyle de efsaneydi.
📍
Piero, satın aldığı antika bir konsolun arasından çıkan 19. yüzyıldan kalma bir dergide onun fotoğrafını görünce kendi ‘altın oran’ını bulduğuna karar verdi. ‘Tema e Variazioni’ (Tema ve Versiyonları) adlı serisi için her biri ayrı numaralandırılan 350’yi aşkın tabak yaptı. Kimi üzgün, kimi şaşkın, kimi ıslak, kimi komik 350 Lina Cavalieri yüzü. Bu tabaklar ve o güzel yüzün olduğu tüm objeler, sadece dekoratif bir öğe değil aynı zamanda açık artırmalarda değer bulan birer arzu nesnesi ve sanat eseri oldu.
📍
Sessiz bir aşktan yüzyılın trendi doğdu.
Comments