Buzul çağından günümüze kadar gelmeyi başarmış bir ağaçtır kendisi. 300 yıl kadar yaşar. Boyu, 15-20, uygun koşullarda 35-40 metreye ulaşır. Kışın yapraklarını dökse de boyu posu yeter.
🌱
Türkiye’de en geniş yayılışı Muğla’da, özellikle de Marmaris, Dalaman, Köyceğiz ve Fethiye’dedir. Sığla ya da Günlük ağacının bilimsel adı “Liguidambar” olup Latince akıcı anlamına gelen liquidus ile Arapçada amber (koku) kelimelerinin birleşiminden oluşur.
🌱
Bu ağacı değerli kılan gövdesinin salgıladığı yağı yani reçinesidir. Antik Mısır’da firavunlar sığla yağı ile mumyalanmıştır. Ayrıca Sığla yağını başta Kraliçe Kleopatra olmak üzere kadınların hamamdan sonra aşk iksiri olarak vücutlarına sürdükleri biliniyor. Hipokrat ise ilaç olarak kullanmış.
🌱
Bronz ve Demir çağlarında Akdeniz’de önemli bir ticaret maddesi. Fenike’den gelen ticaret gemileri tarafından Akdeniz’de sığla yağı ticareti yapılmış.
🌱
Osmanlı İmparatorluğu döneminde sığla yağı sünnet olan çocukların yaralarının çabuk iyileşmesi için kullanılmıştır
🌱
Evliya Çelebi de Seyahat notlarında Menteşe toprağında kavak gibi küçük bir ağaçtan sığla yağı elde edildiğine ve bu yağın Mısır’a, oradan Hindistan’a gönderildiğine, cüzam hastaları tarafından kullanıldığına dair bilgilere yer vermiştir.
🌱
Hikayesi de var elbette... Biraz kısaltarak anlatayım: Leucothoe ve Klytie, Pers prensesi iki kız kardeştirler. Güzellikleriyle delikanlıları büyüleyen genç kızların kaderi Apollon'da birleşir. Klytie güneş tanrıya aşıktır. Ama Apollon’un gözü Leucothoe'den başka kimseyi görmez. O da ona kayıtsız değildir ama bu aşk Klytie’yi çileden çıkarır, babasına anlatır. Öfkeli baba güzel kızı gömer toprakta açtığı derin bir çukura. Çılgınlar gibi sevdiği kızı arar güneş tanrı. Soğuk bedenine ulaştığında, onu ısıtmak için uğraşır ama nafile... Üflediği tanrısal nefes bile döndüremez Leucothoe'yi geriye.
🌱
Umutsuzca aşık olduğu prensesi hayata döndüremeyen şifa dağıtıcı tanrı Apollon, sığla ağacına dönüştürür genç kızın bedenini.
🌱
Sığla ağacı, o gün bugündür kabuğunda açılan yaraları iyileştirmek için salgıladığı yağla, hem kendine, hem hastalara şifa verir; yanan kabuğunun tütsüsüyle de kötü ruhları uzaklaştır.
Comments