Sur moru (erguvan), ilk olarak antik Fenikeliler tarafından MÖ 1570'te üretilmeye başlanan boyalardan günümüz Lübnan'ında yer alan Sayda ve Sur kentlerinde elde edilirdi. Öyle ki "Fenike" adı koyu mor rengin vatanı anlamına gelen Grekçe Phoiníkē'den gelmektedir. Rengin en önemli özelliği kolay solmaması ve ışık aldıkça daha parlaklaşmasıydı. Bu nedenle asalet sembolü olarak kullanıldı. Homeros, İlyada'da ve Virgilius da Aeneis'te bu kumaşlardan bahsetmiştir.
💜
Eski Grekçe'de 'porphyr' ismiyle anılan erguvan rengi, Bizans'ta tam anlamıyla imparatorluğun simgesiydi. Erguvan Bizans hükümdarlarının kıyafetlerinde kullanılan bir renkti. Doğal yollarla üretilen en zor renk olduğu için, bir zenginlik ve güç belirtisiydi; imparator dışında hiç kimse bu renk pelerin takamazdı. Porphirius bu anlamda bir sıfattı ve "erguvanlar giymiş" anlamına geliyordu. Bir diğeri de bazı imparatorların isimlerinin başında bulunan Porphyrogenetus olup "mor kumaşlarda doğan" anlamına gelirdi.
💜
Bu renk yalnızca dikenli bir deniz canlısı olan antik dönemden beri ‘murex’ adı verilen bir deniz yumuşakçasından elde edilirdi. İstanbul'da 6. yüzyılda, sadece bu renk kumaş üreten bir lonca olduğu bilinir.
💜
Osmanlı'da da erguvan rengi ön plandaydı. Kanuni Sultan Süleyman'ın Rodos'u fethettikten sonra şövalyelerin büyük reisini uzun süre yağmur altında beklettiğini, nihayetinde erguvan renkli bir çadırda kabul ettiğini biliyoruz.
💜
Erguvan mı? Yarın...
Comments