Çaykovski dinlediğim zaman sihirli bir değnek bulunduğum ortamı bir düş bahçesine döndürmüş gibi gelir bana. 1840 yılında bugün doğan Pyotr İlyiç Çaykovski, 53 yıllık hayatına 7 senfoni, 9 opera, 3 bale, üçü piyano biri keman 4 konçerto, 3 yaylı dördül ve bir çok oda müziği sığdırmış.
🎶
1886 ve 1889 yıllarında iki kez de İstanbul’a gelmiş. İlk gelişinde kalacak yer bulamayıp Dolapdere’de kötü koşullarda bir yerde kalmış, ancak Tepebaşı Bahçesi’nde tesadüfen bir konser dinlemiş.
🎶
Gözünüzün önüne getirin, 1880’de açılan Tepebaşı Bahçesi, İngiliz bahçe mimarisi tarzındaydı. Orkestra platformu yapay bir gölün üzerindeydi. Karşısı Altın Boynuz… Aklım gene geziyor orada burada… Kafamdaki soruların hızına yetişemiyorum.
🎶
Çaykovski’nin o atmosferdeki hisleri acaba daha sonra hangi eserine yansıdı?
🎶
O sırada Tepebaşı Bahçesi’nin müdavimlerinden Halit Ziya ile karşılaştı mı?
🎶
Mai ve Siyah’ın o bahçede verilen bir ziyafetle başladığını daha sonra öğrendi mi?
🎶
O gece orkestrayı yönetenin meşhur Lange Bey (Paul Lange) olduğunu biliyor muydu?
🎶
Biz şimdi katlı otoparka arabamızı bırakıp TRT binasına hiç bakmadan yürüyüp gittiğimizde neyin, ne kadar farkındayız?
Comments