Damat İbrahim Paşa Sebili’nin karşısında, Meczup Osman Baba Türbesi’nin arkasında, Şehzadebaşı Caddesi ile Fevziye Caddesi’nin bitiştiği köşede yer alan Fevziye Kıraathanesi; döneminin bir çeşit kültür-sanat merkezi işlevini üstlenen, edebi metinlerde adından söz ettiren ve saygın sanatçıları ağırlayan popüler bir mekân idi.
📍
1880’lerde faaliyete geçen, en parlak devrini 1855 ile 1900 yılları arasında yaşamış olan kıraathane, 100-150 kişiyi alabilecek büyüklükteydi. Girişi Direklerarası da denilen Şehzadebaşı Caddesi'ne açılırdı. Ayrıca Fevziye Caddesi üzerinde oldukça büyük bir bahçeye sahipti.
📍
Kıraathanede, özellikle Ramazan ayında, Kadir Gecesi dışında her gece İstanbul’un en seçkin sazende ve hanendelerinin katıldığı musiki ziyafeti verilirdi. Fasılı ya Kemençeci Vasilaki ya da Kemâni Memduh Efendi yönetirdi. Bu kıraathanede çalan ve söyleyenler arasında Kanuni Selanikli Berber Kemal, Udi Astikzade, Kirkor, Lavtacı Övrik Efendiler, hanendeleri ise; Ahmed Bey, Ortaköylü Musevi Karakaş Efendi, Kara Bogos Ağa idi.
📍
Kıraathanenin sazende ve hanendeleri kadar onları dinleyenler de musikiye aşina olan dönemin üstatları olurdu. Tamburi Cemil Bey, Ali Rıfat Bey, Rauf Yekta Bey, Şekerci Cemil Bey, Lem’i Bey başta olmak üzere birçok önemli kişi bu kıraathanenin müdavimleri arasında bulunurdu. Fevziye Kıraathanesi ayrıca, Tatyos Efendi ile Şekerci Udi Cemil Efendi tarafından kurulan Türkiye’nin ilk konservatuvarı olma özelliğine de sahip bir mekândı. Kıraathanedeki musiki ziyafeti yalnızca iki makam üzerine olur ve dört saat sürerdi. İçki içmek yasaktı. Müşterilere ancak çay, kahve ve şurup sunulurdu.
📍
İstanbul’un Pera’ya göre karşı yakası sayılan ve Müslüman kesimin yoğun olduğu bölgede yer alan Fevziye Kıraathanesi, yalnızca fasıllarıyla değil, bilim adamlarıyla üst düzey yetkililerin katıldığı bilimsel konferanslar ve sanat sohbetleri gibi etkinlikleriyle de döneminin İstanbul yakasında yer alan en önemli sanat-kültür kurumu işlevini üstlenen yeriydi.
📍
Fevziye Kıraathanesi’nin müdavimleri arasında; dönemin ünlü edebiyatçılarından Hüseyin Rahmi Gürpınar, Ahmet Rasim, Mehmet Celal, Sermet Muhtar Alus, Ahmet İhsan Tokgöz olmuş, ayrıca eserlerinde bu mekândan söz etmişler.
📍
1880’lerde faaliyete geçip, Birinci Dünya Savaşı sırasında kapanan Fevziye Kıraathanesi’nin yerine 1914’de Cevat Bey’in işletmeciliğini üstlendiği Emperyal Sineması yapılmış, birkaç kez adı değişmiş, 30’lu yılların sonlarına doğru yıkılarak boş arsa haline getirilmiş, 1958’de ise belediye tarafından yola katılmış.
Comments