Eski metinlerde ‘’oçak’’ şeklinde geçen ocak sözcüğü öz Türkçedir. 9. yüzyılda literatüre giren bu kelimenin ilk anlamı, birden fazla gözü bulunan ve yemek pişirmeye yarayan mutfak aletidir. Kıraathanelerde, çay ve kahve gibi sıcak meşrubatların yapıldığı yerlere de ocak denir. Bu kelime sadece sözlük değil mecazi anlamda da kullanılır. Mecazi olarak bir kişinin yetiştiği ve olgunlaştığı yer, ocak olarak adlandırılır.
📍
Ocak, “ateş” anlamındaki “Od” kökenlidir. Eskiler kışın ilk aylarını ateşin başında geçirdiği için bu “Ocak” demiş. Halk dilinde ise çok soğuk olduğundan “Kalandar, Zemheri, Kar ayı” diye bilinir.
📍
Divan-ı Lügati Türk adlı eserinde oçak kelimesi, Arapçadaki al- kânûn kelimesine karşılık olarak verilmiştir. Bu nedenle de Ocak ayı eski takvimlerde “Kanunusani” olarak bilinirdi.
📍
İngilizcesi bir yüzü sağa bir yüzü sola bakan Roma Tanrısı Janus’dan gelmektedir. Ocak ayının bir yüzü geçen senenin bitişini simgeler, diğer yüzü ise yeni bir senenin başlamasını sembolüdür.
Comments