“Kahverengi” ilginç bir renktir; doğada, ağaçta, toprakta, insan saç renginde, göz renginde ve cilt pigmentasyonunda olmasına rağmen kamuoyu araştırmalarına göre halkın en az sevdiği renktir. Kahverengi, kırmızı, sarı ve siyahın birleştirilmesiyle elde edilen bileşik bir renktir.
🥔
İngilizcede bir renk adı olarak kahverenginin ilk kaydedilen kullanımı 1000 yılındadır. Köken olarak Eski İngilizce brún'dan gelir. Genel Cermen sıfatı * brûnoz, * brûnâ, hem koyu renkler hem de “parıldayan”, “parıltılı”veya “ışıltılı” anlamına geliyordu.
🥔
Dünya genelinde kahverengi renk için kullanılan kelimeler genellikle yiyeceklerden veya içeceklerden gelir; Doğu Akdeniz'de, kahverengi kelimesi genellikle kahvenin renginden gelir.
🥔
Türk kültüründe ilginç bir akışı var. Osmanlıda "Fındıki" diye adlandırılmıştır kahverengi. 1400'lü yıllarda Türklerin kahveyle tanışması sonrasında zaman içinde kahve bu renge adını vermiştir. Eski Türkçede kahverengi anlamında kullanılan sözcük ise "konur” (kongur)’dur. Bu sözcüğün anlamı kaynaklarda "yanık al, yağızımsı al" diye verilmektedir. Açık kahverengi saçlar için kullandığımız "kumral" da bu sözcükle "al"ın bileşiminden (konur+al=konural) "kumral" olmuştur.
🥔
Demir oksit ve mangan oksitten oluşan doğal bir kil pigmenti olarak kahverenginin kullanıldığı resimlerin tarihi MÖ 40.000 yılına dek uzanıyor. Eski Mısır mezar resimlerindeki kadın figürleri aynı şekilde boyanmış kahverengi tenlere sahiptir. Eski Yunanlılar ve Romalılar, çeşitli mürekkep balıklarının mürekkebinden yapılmış, sepya adı verilen bir renkte, kırmızımsı kahverengi ince bir mürekkep ürettiler. Bu mürekkep, Rönesans döneminde Leonardo da Vinci, Raffaello ve diğer sanatçılar tarafından kullanılmıştır, hala da kullanılmaktadır.
🥔
Antik Roma'da kahverengi giysiler alt sınıflarla veya barbarlarla ilişkilendirilirdi. Plebler veya şehirli yoksullar için kullanılan terim, "pullati" idi, bu da kelimenin tam anlamıyla "kahverengi giyinenler" anlamına geliyordu.
🥔
Orta Çağ'da kahverengi cüppeler, Fransisken tarikatının rahipleri tarafından alçakgönüllülüklerinin ve yoksulluklarının bir işareti olarak giyilirdi. Her sosyal sınıfın, bulunduğu yere uygun bir renk giymesi bekleniyordu; fakirlerin renkleri gri ve kahverengiydi.
🥔
Orta Çağ'da koyu kahverengi pigmentler sanatta nadiren kullanıldı. 15. yüzyılın sonlarına doğru yağlı boyanın bulunuşuyla birlikte sanatçılar çok daha fazla kahverengi kullanmaya başladılar. Rönesans döneminde ise genellikle dört farklı kahverengi kullandılar. Kuzey Avrupa'da Jan van Eyck, daha parlak renkleri ortaya çıkarmak için portrelerinde zengin toprak kahverengilerine yer verdi.
🥔
17. ve 18. yüzyıl kahverenginin en büyük kullanımını gördü. Caravaggio ve Rembrandt Van Rijn, konunun karanlıkta göründüğü ışık-gölge efektleri yaratmak için kahverengiler kullandı. Rembrandt ayrıca resimlerinin zemin katmanlarına daha hızlı kurumayı sağladığı için ombra adı verilen kırmızı veya koyu kahverengi manganezli aşıboyası ekledi. Kahverengi, Rubens ve Anthony van Dyck tarafından da kullanıldı ve daha sonra yaygın olarak Van Dyck kahvesi olarak tanınan bir ton ortaya çıktı.
🥔
Ancak parlak, saf renkleri tercih eden Fransız izlenimciler kahverengiden nefret ettiler. 19. yüzyıl Fransız sanatçıları arasındaki istisna, Fransız Polinezyası halkının ve manzaralarının parlak kahverengi portrelerini yaratan Paul Gauguin'di.
Comments