Beyaz ve kırmızının karışımından oluşan pembe, aslında kırmızının bir tonu olarak kabul ediliyor. Kimileri için güç ve özgüven olan pembe, kimileri için küçük kızları, plastik bebekleri ve prenses kostümlerini anımsatıyor.
💕
İsmi pink olarak ilk kez 17. yüzyıl sonlarında kullanılan renk adını aynı adlı çiçekten; pembe-beyaz bir karanfil çeşidi olan pink'ten alıyor. Aynı yıllarda, karanfillerin taç yapraklarının zikzaklı uçlarından esinlenen eyleme de 'to pink' (oyalamak) deniyor.
💕
Pembenin aşkla anılması ilk kez 1884 tarihli 'Çiçeklerin Dili' kitabında geçiyor. Kitapta pembe karanfilin anlamının 'bir kadının aşkı' olduğu yazıyor. Avrupa dillerinde pembe daha çok gülle özdeşleştiriliyor ve rose, rosa gibi isimler alıyor.
💕
Rönesans eserlerinde pembe, evliliğin; anne ile çocuk arasındaki ruhani birlikteliğin sembolüdür. 18. yüzyıldaki popülerliğinin sebebi ise 15. Louis'nin metresi olarak bilinen Madame de Pompadour'dur. Mavi ve pembeyi sarayın renkleri yapan Madame de Pompadour'dan sonra pembe, uzun yıllar romantizm ve baştan çıkarmanın rengi olarak kabul edilmiştir.
💕
20. yüzyılda rengi açılmayan kimyasal boyaların bulunmasıyla ortaya daha koyu, iddialı ve canlı pembe tonları çıkmıştır.
💕
Pembe, renk psikolojisinde de 'umut' anlamına gelir. Pozitif bir renktir; tehditkar değildir.
Comments