Çalkantılı hayatı, tutkulu aşkları ve yaptığı heykelleri önceleri Akademi tarafından kabul edilmeyen Auguste Rodin, 1840 yılında bugün doğdu.
📍
Adı çoğunlukla Camille Claudel ile anılsa da ben bugün onsuz bir Rodin anlatacağım size.
📍
Ona göre heykel, biçimlendirilmiş düşüncedir. Hayatı boyunca yaptığı çalışmalar, düşünceleri ekseninde şekillenmiş, çoğu kez de bu nedenle eleştiri konusu olmuştu.
📍
Onun için doğayı gözlemlemek, görmek en önemli ayrıntı oldu. Sanat hakkındaki fikirleri ve kullanışı her zaman dikkat çekiciydi. Ancak hayatı boyunca heykellerinin yer aldığı çevreye mimari açıdan uyumsuzluğundan, yorumlayışına kadar eleştirildi.
📍
Büyük bir antika sanat koleksiyoncusuydu, altı bini aşkın parçadan oluşan koleksiyonu pek az bilinir. Bu merakı, Michelangelo ve Dante’yle geçirdiği uzun, kasvetli bir dönemin ardından geliyordu.
📍
İnsan yüzü gerçek bir tutku uyandırıyordu Rodin’de. Onun için iyi bir portre bir yaşam öyküsüyle eşdeğerdi.
📍
Onun dünyası hem aydınlatıcı hem de karanlıklar barındıran bir dünyaydı. Rodin, heykel sanatını Akademizm’den kurtarmış, süslemelerden arındırmıştır. Anıtsallığın yerine insancıllığı yeğlemiştir. Farkı, heykele dramatik gerilimi katması, insan trajedisini, duyguların ve tutkuların yoğunluğunu katmasıdır. Onun heykelleri anlatımcıydı. Heykel sanatına özgü sorunlarla, tekniklerle, çizimlerle, biçimlendirmelerle boğuşurken, yarattığı kişiliklerden ve öykülerden asla vaz geçmemiştir.
📍
Tutkularınla, aşklarınla, eserlerinle, düşüncelerinle iyi ki hala hayatımızdasın.
📍
Meraklısına Not: Fransız yönetmen Jacques Doillon’un senaryosunu da yazdığı ”Rodin”, genel olarak olumsuz eleştiri almasına rağmen 2017’de Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye kazandı. Başroldeki Vincent Lindon’ın Rodin yorumunu çok beğenmeme rağmen filmin yaratıcı çalışmayı, bunun gerçekten ne anlama geldiğini veya neden önemli olduğunu gösteremediği kanısındayım. İzlediyseniz ya da izlerseniz fikirlerinizi bekliyorum.
Comments