Dün söz ettiğim manastır, Tamara Köşkü ve geriye kalan arsa ise, Madam Tamara’nın da vefat etmesinin ardından, kızları Bayan Eteri tarafından, Karadenizli, fındık tüccarı bir aileye satılır. Şu anda bildiğim kadarıyla mülkiyeti halen bu aileye aittir. Ne var ki, köşk de, manastır da, bakımsızlıktan harabeye dönmüştür.
📍
Bu araziye yapılan Tamara Moteli, Bostancı'daki sayfiye duraklarından biriydi. Kadıköy’de 1960-1980 arasına tarihlenen yüzü aşkın apartmanın mimarı olan Melih Koray’ın tasarladığı tek motel yapısı olması bağlamında da önemli olan Tamara Moteli, günümüze kadar ulaşan nadir şehir içi motel örneklerindendir. Bu arada söylemeden geçemeyeceğim Bağdat Caddesi’ndeki pek çok bina Melih Koray imzasını taşır ve maalesef bir kısmı Kentsel Dönüşüm içindedir.
📍
1960’lı ve 70’li yıllar boyunca, oldukça ilgi gören, denize neredeyse sıfır konumdaki bu otel, sahil yolunun yapılıp, denizden uzaklaşması, Kadıköy’ün ünlü plajlarının kirliliğe yenik düşmesi ve Marmara kıyısındaki, Caddebostan, Suadiye, Bostancı gibi eski yazlık semtlerin, bu özelliklerini kaybedip, artık tamamen, yaz kış oturulan birer semte dönüşmesi gibi etkenlerle 1980’li yıllardan itibaren giderek daha az misafir çeker, nihayetinde kapanır ve kaderine terk edilir. Gözümün önünde…
📍
Orası benim çocukluğumdur çünkü. Bu nedenledir ki Marmara’nın halini gördükçe daha da canım acıyor. Bu oteli ve sahilinde oynadığım yılları durduk yerde hatırlamamın nedeni denizin bu hali. Tahmin etmişsinizdir dünkü köşk yazısı da bu otel nedeniyle yazıldı.
📍
Neyseki anılarımız hala baki.
Comments